Bu, orijinali İngilizce olan bir sayfanın çevirisidir.

Özgür Yazılım Şimdi Çok Daha Önemli

1983'ten bu yana Özgür Yazılım Hareketi, bilgisayar kullanıcılarının özgürlüğü için kampanya yürütüyor, kullanıcıların, yazılımın denetimine girmemeleri, tam aksine kullandıkları yazılımı denetlemeleri için. Bir program kullanıcıların özgürlüğüne ve topluluğuna saygı duyduğunda ona “özgür yazılım” diyoruz.

Ayrıca bazen fiyattan değil, özgürlükten bahsettiğimizi vurgulamak için “libre software” olarak da adlandırıyoruz. Photoshop gibi bazı özel mülk (özgür olmayan) programlar çok pahalıdır; Uber uygulaması gibileri ücretsiz olarak kullanılabilir, ama bu küçük bir ayrıntı. Her iki durumda da bu programlar, geliştiricilerine kullanıcılar üzerinde bir iktidar sağlar, kimsenin sahip olmaması gereken bir iktidar.

Bu iki özgür olmayan programın ortak bir yanı var: İkisi de kötücül yazılım. Yani her ikisi de kullanıcıya kötü davranmak üzere tasarlanmış işlevlere sahipler. Günümüzde özel mülk yazılımlar genellikle kötücül yazılımdır çünkü geliştiricilerin iktidarı onları yozlaştırır. Bu dizin (Nisan 2023 itibarıyla) 600 farklı kötücül işlevi listeliyor ancak bunlar kesinlikle buz dağının görünen kısmıdır.

Özgür yazılımla kullanıcılar programı hem bireysel hem de toplu olarak denetler. Böylece bilgisayarlarının ne yaptığını denetim altında tutmuş olurlar (bu bilgisayarların sadık olduğunu varsayarız ve kullanıcıların programları, kendilerinden isteneni yapar).

Özel mülk yazılımda program kullanıcıları denetler ve diğer bazı kişiler de (geliştirici veya “sahibi”) programı denetler. Dolayısıyla özel mülk program, geliştiriciye kullanıcıları üzerinde bir iktidar sağlar. Bu özünde haksızlıktır; üstelik geliştiriciyi kullanıcılara başka şekillerde kötü davranmaya teşvik eder.

Özel mülk yazılımlar tamamen düpedüz kötü niyetli olmasa bile geliştiricilerin onu bağımlılık yapan, denetleyen ve manipülatif bir biçime getirmesine yönelik özendiricidir. Bu makalenin yazarının da dediği gibi geliştiricilerin bunu yapmama konusunda etik bir yükümlülüğü olduğunu söyleyebilirsiniz, ancak genel olarak çıkarlarını takip ederler. Bunun olmamasını istiyorsanız programın, kullanıcıların denetiminde olduğundan emin olun.

Özgürlük, kendi yaşamınız üzerinde denetim sahibi olmak demektir. Hayatınızdaki faaliyetleri yürütmek için bir program kullanıyorsanız özgürlüğünüz programı denetlemenize bağlıdır. Kullandığınız programlar üzerinde denetim sahibi olmayı ve hayatınız için önemli olan bir şeyi kullandığınızda daha fazlasını hak ediyorsunuz.

Kullanıcıların program üzerindeki denetimi, dört temel özgürlük gerektirir.

(0) Herhangi bir amaç için programı istediğiniz gibi çalıştırma özgürlüğü.

(1) Programın “kaynak kodunu” inceleme ve değiştirme özgürlüğü, böylece program hesaplamayı sizin istediğiniz gibi yapar. Programlar, programcılar tarafından (cebir ile birleştirilen İngilizce gibi) bir programlama dilinde yazılır ve programın bu şekli “kaynak kod”dur. Programlamayı bilen ve programın kaynak koduna sahip olan herkes kaynak kodunu okuyabilir, çalışmasını anlayabilir ve hatta değiştirebilir. Elinizdeki tek şey çalıştırılabilir biçim, bir dizi sayı olduğunda, her ne kadar bu biçim bilgisayarın çalışması için verimli olsa da, bir insanın programı bu biçimde anlaması, kavraması ve değiştirmesi çekilmez bir şekilde zordur.

(2) Dilediğiniz zaman tıpatıp kopyalar hazırlama ve dağıtma özgürlüğü. (Bu bir zorunluluk değildir; bunu yapmak senin seçimin. Program özgür ise bu size birisinin size bir kopya sunma zorunluluğu olduğu veya ona bir kopya sunma zorunluluğunuz olduğu anlamına gelmez. Bir programı kullanıcılara özgürlük olmadan dağıtmak onlara kötü davranmaktır; ancak programı dağıtmamayı seçmek—özel olarak kullanmak—kimseye kötü davranmak anlamına gelmez.

(3) Dilediğiniz zaman değiştirilmiş sürümlerin kopyalarını oluşturma ve dağıtma özgürlüğü.

İlk iki özgürlük, her kullanıcının program üzerinde bireysel denetim uygulayabileceği anlamına gelir. Diğer iki özgürlükle birlikte herhangi bir kullanıcı grubu birlikte program üzerinde ortak denetim uygulayabilir. Dört özgürlüğün tamamı ile kullanıcılar programı tamamen denetlerler. Bunlardan herhangi biri eksik veya yetersizse program özel mülk (özgür olmayan) ve adaletsizdir.

Yemek pişirme tarifleri, ders kitapları gibi eğitim çalışmaları, sözlükler ve ansiklopediler gibi referans çalışmaları, metin paragraflarını görüntülemek için yazı tipleri, insanların yapacağı donanımlar için devre şemaları ve 3D yazıcıyla (yalnızca dekoratif değil) yararlı nesneler için tasarımlar dahil olmak üzere pratik çalışmalar için başka türden çalışmalar da kullanılır. Bunlar yazılım olmadığından açıkçası özgür yazılım hareketi onları kapsamaz; fakat aynı mantık geçerlidir ve aynı sonuca götürür: Bu çalışmalar da dört özgürlüğe sahip olmalıdır.

Özgür bir program, istediğiniz şeyi yapmasını (veya sevmediğiniz bir şeyi yapmamasını) sağlamak için onu kurcalamanıza izin verir. Mühürlü bir kutu olarak özel mülk yazılıma alışık iseniz yazılımı kurcalamak saçma gelebilir ancak Özgür Dünya'da yapılan yaygın bir şeydir ve programlamayı öğrenmek için iyi bir yoldur. Geleneksel Amerikan hobisi arabaları kurcalamak bile engellenmiş durumda, çünkü arabalarda artık özgür olmayan yazılım içeriyor.

Mülkiyetin Adaletsizliği

Kullanıcılar programı denetlemezse, program kullanıcıları denetler. Özel mülk bir yazılım söz konusu olduğunda, programı denetleyen programın geliştiricisi veya “sahibi” gibi bir varlık her zaman vardır, ve bu sayede kullanıcıları üzerinde bir yetki kullanır. Özgür olmayan bir program bir boyunduruk, adaletsiz iktidarın bir aracıdır.

Acımasız durumlarda (bu durum oldukça olağan hâle geldi) özel mülk programlar kullanıcıları gözetlemek, onları kısıtlamak, sansürlemek ve suistimal etmek için tasarlanmıştır. Örneğin; Apple'nin işletim sistemi iThings bunların hepsini yapıyor, Windows da ARM yongaları bulunan mobil cihazlarda aynısını yapıyor. Windows, mobil telefon aygıt sürücüsü ve Windows için Google Chrome; bazı şirketlerin izinsiz bir şekilde programı uzaktan değiştirmelerine olanak tanıyan evrensel bir arka kapı içerir. Amazon Kindle'nin kitapları silebilecek bir arka kapısı var.

Nesnelerin internetinde özgür olmayan yazılımların kullanılması; onu, “tele-pazarlamacıların interneti”ne ve de “gizlice dinleyenlerin interneti”ne dönüştürecektir.

Özgür olmayan yazılımın adaletsizliğini sona erdirmek amacıyla, özgür yazılım hareketi, kullanıcıların kendilerini özgürleştirmeleri için özgür programlar geliştirir. 1984'te özgür işletim sistemi GNU'yu geliştirerek başladık. Bugün milyonlarca bilgisayar, çoğunlukla GNU/Linux bileşeni içerisinde GNU kullanıyor.

Bir programı kullanıcılara özgürlük olmadan dağıtmak, bu kullanıcılara kötü davranmaktır; ancak programı dağıtmamayı seçmek kimseye kötü davranmak anlamına gelmez. Bir program yazıp özel olarak kullanıyorsanız bu başkalarını etkilemez. (İyilik yapma fırsatını kaçırıyorsunuz ama bu kötülük yapmakla aynı şey değil.) Bu nedenle bütün yazılımların özgür olması gerektiğini söylediğimizde her kopyasının dört özgürlüğe sahip olması gerektiğini kastediyoruz, ancak bu birisinin size bir kopya sunma zorunluluğu olduğu anlamına gelmez.

Özgür Olmayan Yazılım ve SaaSS

Özgür olmayan yazılım, şirketlerin insanların bilgisayarlarını denetim altına almasının ilk yoluydu. Günümüzde bir Yazılım Yerine Hizmet veya SaaSS (Service as a Software Substitute) olarak adlandırılan başka bir yol vardır. Bu, bir başkasının sunucusunun kendi bilişim görevlerinizi yapmasına izin vermek anlamına gelir.

SaaSS, sunucudaki programların özgür olmadığı anlamına gelmez (çoğu zaman öyle olsa da). Aksine SaaSS kullanmak, özgür olmayan bir program kullanmakla aynı adaletsizliklere neden olur: Aynı kötü sonuca ulaşan iki farklı yol. Bir SaaSS çeviri hizmeti örneğini düşünün: Kullanıcı, sunucuya metni gönderir ve sunucu, onu çevirir (örneğin; İngilizceden İspanyolcaya) ve çeviriyi kullanıcıya geri gönderir. Şimdi çeviri işi, kullanıcı yerine sunucu operatörünün denetimi altındadır.

SaaSS kullanıyorsanız sunucu operatörü bilişiminizi denetler. İlgili tüm verilerin sunucu operatörüne emanet edilmesini gerektirir, bu da devlete gösterme zorunluluğu doğurur, hakikaten, bu sunucu aslında kime hizmet ediyor?

Birincil ve İkincil Adaletsizlikler

Özel mülk programlar veya SaaSS kullandığınızda her şeyden önce kendi kendinize kötülük yapmış oluyorsunuz çünkü bu durum, bazılarına sizin üzerinizde haksız bir iktidar sağlar. Kendi iyiliğiniz için bundan kaçınmalısınız. Paylaşmamaya söz verirseniz diğerlerine de kötülük yapmış olursunuz. Böyle bir sözü tutmak fenalıktır ve tutmamak daha az kötüdür; gerçekten dürüst olmak gerekirse böyle bir söz hiç verilmemelidir.

Özgür olmayan yazılımı kullanmanın da benzer şekilde doğrudan başkalarının üzerinde baskı oluşturduğu durumlar vardır. Skype çok açık bir örnektir: Bir kişi özgür olmayan Skype istemci yazılımını kullandığında o yazılımı başka bir kişinin de kullanmasını gerektirir, böylece her ikisi de özgürlüğünden feragat etmiş olur. (Google Hangouts'ta da aynı sorun var.) Bu tür programları kullanmayı önermek bile yanlıştır. Bir başkasının bilgisayarında kurulmuş, kısa bir süre için olsa bile bu programları kullanmayı reddetmeliyiz.

Özgür olmayan programlar ve SaaSS kullanmanın bir diğer zararı failleri ödüllendirmesi, bu programın veya “hizmetin” daha da geliştirilmesi için teşvik edilmesi ve dolayısıyla daha fazla insanın şirketin sıkı denetimi altına girmesine yol açmasıdır.

Kullanıcı bir kamu kuruluşu veya okul olduğunda, bütün dolaylı zarar biçimleri oldukça büyür.

Özgür Yazılım ve Devlet

Kamu kurumları, kendileri için değil, halk için vardır. Bilişim yaptıkları zaman bunu halk için yapıyorlar. Bu bilişim üzerinde tam denetim sağlama görevleri var, böylece halk için düzgün bir şekilde yapıldığından emin olabilirler. (Bu devletin bilgisayımsal egemenliğini oluşturur.) Devletin bilgisayarındaki denetimin özel ellere düşmesine asla izin verilmemelidir.

Halkın bilişim denetimini korumak için, kamu kurumları hesaplamayı özel mülk bir yazılımla (devletten başka bir şirketin denetiminde olan yazılımla) yapmamalıdır. Ve bunu devlet dışında bir kuruluş tarafından programlanan ve çalıştırılan bir hizmete emanet etmemelidirler (yoksa bu SaaSS olacaktır).

Özel mülk yazılımın önemli bir durumda, mesela geliştiricisine karşı hiçbir güvenliği yoktur. Ve geliştirici, başkalarının saldırmasına yardımcı olabilir. Microsoft, Windows hatalarını düzeltmeden önce NSA'ya (ABD hükûmeti dijital casusluk kurumu) göstermektedir. Apple'nin da aynı şekilde yapıp yapmadığını bilmiyoruz ancak Apple da Microsoft ile aynı hükümet baskısı altında. Başka bir ülkenin hükümeti bu yazılımı kullanıyorsa ulusal güvenliği tehlikeye atar. NSA'nın hükümetinizin bilgisayarlarına girmesini istiyor musunuz? Özgür yazılımı tanıtmak için hükümetlere önerilen politikalarımızı inceleyebilirsiniz.

Özgür Yazılım ve Eğitim

Okullar (bu ifade tüm eğitim faaliyetlerini içerir) toplumun geleceğini ne öğrettikleriyle etkilerler. İyilik etkisi yaratmak için yalnızca özgür yazılım öğretmelidirler. Özel mülk bir program öğretmek, eğitim görevine aykırı bir şekilde, bağımlılık aşılamaktır. Özgür yazılım kullanımı eğitimi alarak okullar toplumun geleceğini özgürlüğe yönlendirecek ve yetenekli programcıların konularında uzmanlaşmasına yardımcı olacaktır.

Ayrıca öğrencilere iş birliği yapma, diğer insanlara yardım etme alışkanlığını öğreteceklerdir. Her sınıfın şu kurala sahip olması gerekiyor: “Öğrenciler, bu sınıf bilgimizi paylaştığımız bir yerdir. Yazılımı sınıfa getirirseniz kendiniz için saklayamazsınız. Aksine kopyaları sınıfın geri kalanıyla paylaşmalısınız, başkalarının öğrenmek istemesi durumunda programın kaynak kodu da dahil olmak üzere. Bu nedenle özel mülk yazılımı sınıfa getirmek, tersine mühendislik yapmak dışında, yasaktır.”

Özel mülk geliştiriciler; yazılımı paylaşmak ve değiştirmek isteyecek kadar meraklı olanları engellemek için yeterince iyi olan öğrencileri cezalandırmamızı isterdi. Bu kötü bir eğitimdir. Özgür yazılımın okullarda kullanımı hakkında daha fazla tartışmaya bakabilirsiniz.

Özgür Yazılım: “Avantajlar”dan Daha Fazlası

Sık sık özgür yazılımın “avantajlarını” tanımlamam isteniyor. Fakat özgürlük söz konusu olduğunda “avantajlar” zayıf bir ifade. Özgürlükten yoksun yaşam baskıdır ve bu, hayatımızdaki diğer her faaliyetin yanı sıra bilişim için de geçerlidir. Programların geliştiricilerine veya bilişim hizmetlerine, gerçekleştirdiğimiz bilişim üzerinde denetim vermeyi reddetmeliyiz. Bu, bencil nedenlerden dolayı yapılacak doğru şeydir; fakat salt bencil nedenler yok.

Özgürlük, başkalarıyla iş birliği yapma özgürlüğünü içerir. İnsanların özgürlüğü reddetmesi, bölünmelerini sağlamak anlamına gelir; bu onları ezmeye yönelik bir planın başıdır. Özgür yazılım topluluğunda iş birliği yapma özgürlüğünün önemini çok iyi biliyoruz çünkü çalışmalarımız örgütlü iş birliğinden oluşuyor. Arkadaşınız ziyarete gelir ve bir program kullandığınızı görürse bir kopya isteyebilir. Yeniden dağıtmanızı engelleyen veya “yapmamanız gerektiğini” söyleyen bir program topluma zararlıdır.

Bilişimde, iş birliği, bir programın tıpatıp kopyalarının diğer kullanıcılara yeniden dağıtılmasını içerir. Ayrıca değiştirilen sürümlerinizi onlara dağıtmayı da içerir. Özgür yazılım bu iş birliği biçimlerini teşvik ederken özel mülk yazılım bunları yasaklar. Kopyaların yeniden dağıtılmasını yasaklar ve kullanıcıların kaynak koda erişimini redderek, değişiklik yapmalarını engeller. SaaSS aynı etkilere sahiptir: Bilgisayar kullanımınız başka birinin sunucusunda başka birinin bir programın kopyası ile web üzerinden yapılırsa bunu göremez veya bilgisayar kullanımınızı yapan yazılıma dokunamazsınız, böylece onu yeniden dağıtamazsınız veya onu değiştiremezsiniz.

Sonuç

Kendi bilgisayarımızın denetimini hak ediyoruz; bu denetimi nasıl kazanabiliriz?

1984'ten bu yana biz ve binlerce kullanıcı bunu yaptık, böylece, şimdi herkesin (programcı olsun veya olmasın) kullanabileceği özgür bir GNU/Linux işletim sistemine sahibiz. Mücadelemize bir programcı veya aktivist olarak katılın. Bütün bilgisayar kullanıcılarını özgürleştirelim.